İSTANBUL’UN FETHİ
İSTANBUL’UN FETHİ
Avrupa’yı dehşeti yle korkutan.
Napolyon da en son sözü söyledi.
Ben Fatih’in çırağı olamam.
Kudretimizin ulaştığı yere
Hayalleriyle ulaşamayanlar,
Osmanlıya şapka çıkarttılar
Topyekûn gıpta ile hürmetle.
Şahlanan Osmanlı fetih ruhuyla
Cihat etti bayrak, vatan uğruna.
Bedenini siper etti oklara.
Tevhit Bayrağını dikti surlara.
Öncesinden müjdeledi peygamber.
Şahi topları döküldü Edirne’de.
Fetih ruhu canlandı memlekette.
Yelkenler gerilir direklerine.
Cengâverler hazırlanır sefere.
Kalaslardan gemiler kaydırılır.
Yetmiş gemi indirilir. Haliç’e.
Demir zincir geçit vermez denize.
Lağımcılar topları ateşledi.
Patladıkça gedik açtı surlarda.
Düşman direnç gösterdi. Boş durmadı.
Boşaltıldı kızgın yağlar surlardan.
Fatih’ in ordusunu yıldırmadı.
Esirler infaz edildi burçlarda.
Askerin gözünü korkutamadı.
Ölmek var dönmek yok bu uğurda.
Kızgın yağlar erleri kavursa da.
Kulaklarda Fatih’in nidası çınlar.
“Kostantin, Ya beni alır, Ya da ben onu.”
Yaklaştı o anda bir çağın sonu.
Otuz yiğit tırmandı. Aşkla surlara.
Ulubatlı bayrağı dikti sonunda.
Bedenine oklar yağdı hunharca.
Şerefiyle taçlandırdı bu fethi,
Nihayet şahadet şerbeti içti.
Bir devri kapatıp bir devri açtı.
01.08..2019
NURSEL YEŞİLYURT